İsildur

"Hayır ! Yüzük' ü babamın ve kardeşimin ölümünlerinin diyeti olarak alıyorum." Kıyamet Çatlağı' nda Yüzük' ü yok etmesi istenirken...
    Resim

    Resim

Isildur, "Ay' a Adanmış" Kral

Yüce Kral Elendil' in büyük oğlu. Gondor ile Arnor' un ikinci kralıdır. İsmi "Ay' a Adanmış" anlamına gelir. 234 Sene yaşadı.

Soy Ağacı
    Resim

    Resim
Isildur, son Andúnië Lordu Amandil' in torunu olarak İkinci Çağın 3209. Yılında Númenor' da dünyaya geldi. Küçük kardeşi Anarion ise 3219 da doğdu. Isildur' un 4 çocuğu oldu; Elendur, Aratan, Ciryon ve Valandil. Karısının ismine dair bir bilgi yoktur. Aynı zamanda doğduğu yer de olan, Numenor' un doğu kıyılarındaki, Romenna Limanında yaşadılar.
    Resim

    Resim
Numenor' un ilk kralı olan Yarı Elf Elros, bir insan olarak ölümlü olmayı seçmişti. Kardeşi Elrond ise bir elf olarak ölümsüz olarak hayatına devam etmeyi tercih etti. Zamanla Numenor Kralları atalarının seçimini doğru bulmayıp kendileri için ölümsüzlüğü arzuladılar. Elflere ve Valar' a karşı yabancılaşıp, kendilerini yaratan Eru' ya inançlarını zayıflattılar.

Sadece içlerinde Andunie Lordlarının da bulunduğu küçük bir grup Numenor, Elfler ve Valar' a dost, Eru' ya da inançlı kaldı.

3262 de, Numenor Kralı Ar-Pharazon, Sauron' u esiri olarak Numenor' a getirdi. Sauron direnmedi çünkü Numenor halkını bozup onların çöküşünü getirebileceğini biliyordu. Onların ölümsüzlük arzusunu kullanarak Eru' ya olan inançlarını çürütüp Morgoth' a tapınmalarını sağladı. Böylece Isildur, Sauron' un Numenor' a getirilişini görmüş oldu.

Silmarillion demiş ki
Yalnızca Karanlık'a tapınılabilir ve bu yüzden Efendi diğer dünyaları ona hizmet edenlere armağan etmis, böylece kudretinin yükselisi asla sona ermeyecek." Ar-Pharazôn sordu: "Karanlığın Efendisi kimdir?" Sonrasında Sauron, Kralla kilitli kapıların ardında konustu ve yalan söyledi, dedi ki: "O, artık adı anılmayandır; çünkü Valar sizi onun hakkında kandırdı, kendilerine köle yapmak için İnsanoğlu'nu zincirlemeye çalısırlarken, kendi yüreklerinin deliliklerinde tasarlanmıs bir hayalet olan Eru'nun adını öne sürdüler. Çünkü onlar, ne isterse sadece onu söyleyen Eru'nun kâhinleridir. Ama onların efendileri hâlâ hüküm sürmekte ve sizi bu hayaletten kurtaracak; onun adı Melkor, Her Seyin Efendisi, Özgürlük Verici ve sizi onlardan daha güçlü yapacak."
Böylece Kral Ar-Pharazôn, önce gizlice, kısa süre sonra da halkının gözleri önünde açıkça Karanlığa ve Efendi Melkor'a tapınmaya basladı; halkının büyük bölümü de onu izledi. Hâlâ Sadıklar'dan geriye kalanlar da vardı, söylendiği gibi Rómenna civarına yerlesmislerdi ve küçük bir grup da dağınık olarak sağda solda yasıyordu. Bu kötü günlerde onları yönetip cesaretlendiren reisleri Kral'ın divan üyesi Amandil ve oğlu Elendil'di, onun
oğullan da Isildur ile Anárion, sonrasında Númenór hesabına göre genç adamlar.


Nimloth' un Kesileceği Isildur' a Söylendiğinde

Bir ara Sauron' un Ölümsüz Diyarlardan getirilen Ak Ağaç Nimloth' u kesmek istediğini dedesi Amandil' den öğrendi ve kılık değiştirip gizlice Kralın Sarayına girdi. Nimloth' dan bir meyvesini aldı fakat gardiyanlar onu fark ettiler ve saldırdılar. Isildur ağır yaralandı ama kaçıp meyveyi dedesine götürmeyi başardı. Aylarca ölüm döşeğinde kaldı ama Ak Ağaç' ın meyvesi filizlenmeye başlayınca Isildur uyandı ve yaraları da iyileşti. Daha sonra bu meyve Minas Anor' a dikildi.

Silmarillion demiş ki
Sauron, sarayın bahçesinde büyüyen Ak Ağaç'ı, Güzel Nimloth'u kesmesi için Kralı zorladı, çünkü o Eldar ve Valinor'un ısığının anısıydı. Kral önceleri, Tar-Palantir tarafından söylenen hanedanının kaderinin Ağaç'a bağlı olduğu kehanetine inandığı için buna razı olmadı. Böylece artık Eldar ve Valar'dan nefret eden Kral çılgınlığının içinde Númenór'un eski bağlılıklarının gölgesine bosu bosuna sarılmıstı. Ama Amandil, Sauron'un seytani amacıyla ilgili söylentileri duyduğunda yüreği kederle doldu, biliyordu ki sonunda Sauron kesinlikle isteğine ulasacaktı. Valinor Ağaçları'nın hikâyesini anımsayarak Elendil ve oğullarıyla konustu; Isildur tek bir söz bile söylemedi ama gece dısarı çıkıp ona ün kazandıran basarısına ulastı.
    Resim

    Resim
Kılık değistirip Armenelos'a giderek artık Sadıklar'a yasaklanmıs olan Kral'ın bahçelerine girdi; Sauron'un emirleriyle herkese yasaklanmıs olan ve onun hizmetindeki muhafızlar tarafından gece gündüz gözetlenen Ağaç'ın bulunduğu yere geldi. Güzün sonları ve kış yakın olduğu için Nimloth karanlıktı, hiç çiçeği yoktu; Isildur muhafızları asarak Ağaç'tan bir meyve kopartıp gitmek için döndü. Ama muhafız onu fark edince saldırdı, dısarı Çıkabilmek için dövüstü, birçok yara aldı; kaçtı ve kılık değistirmis olduğu için Ağaç'a kimin el sürdüğü anlasılamadı. Isildur sonunda güçlükle Rómenna'ya döndü, meyveyi Amandil'in ellerine teslim etti ve gücü onu terk etti. Sonrasında meyve gizlice ekilip Amandil tarafından kutsandı; ilk sürgünü çıktı ve baharda filizlendi. İlk yaprağını açtığında, uzun süredir yatmakta olan ölmeye çok yakınlasmıs Isildur ayağa kalktı ve yaraları onun için bir daha sorun yaratmadı. Bu olayın kısa süre sonrasında Kral, Sauron'a boyun eğerek Ak Ağaç'ı kesti ve ardından atalarının sadakatlerine tamamen yüz çevirdi.


Numenor' u Terk Edişi

Sauron' un gittikçe artan etkisi karşısında kendilerini İnançlı olarak adlandıran bir grup Numenor' lu, adayı terk etmek için hazırlandılar. Gemilerini, aileleri ve içinde Palantir' lerin de bulunduğu birçok değerli eşya ile doldurdular. Isildur, üç gemiye sahipti ve Ak Ağaç' ın fidanıyla birlikte karısı ile 3299 da doğan oğlu Elendur' u gemiye getirdi.

Silmarillion demiş ki
Elendil babasının buyurduğu her seyi yaptı, gemileri ülkenin doğu kıyısından denize açıldı; Sadıklar karılarını,
çocuklarını, aile yadigarlarını ve birçok esyayı gemilere yüklemislerdi. Númenóreanların bilgelik günlerinde yarattıkları sayısız güzel ve güçlü seyi yanlarına almıslardı, mücevherler, aletler, kırmızı ve siyahla yazılmıs ilim ruloları. Eldar'ın armağanı olan Yedi Tas; ama Güzel Nimloth'un filizi genç ağaç Isildur'un gemisinde korunmaktaydı. Böylece Elendil kendisini hazır tuttu ve o günlerin seytani islerine karısmadı; gelmeyen bir isareti bekleyip durdu. Sonra gizlice batı kıyılarına giderek denizi gözledi, büyük bir keder ve özleyis içindeydi, babasını çok seviyordu. Ama uzaktan gördüğü Ar-Pharazôn'un batı limanlarında toplanan donanması için hiçbir sey yapamadı


Büyük babası Amandil, Valar' a İnançlıları esirgemesi için yalvardı. Batıya, Ölümsüz Diyarlara doğru yelken açtı. Ama sonra ona ne olduğunu kimse öğrenmedi ve o günden sonra da tekrar görülmedi.

Silmarillion demiş ki
"Savasa katılmayacak ve izleyeceksiniz," diye yanıtladı Amandil. "Dönene kadar bundan baska bir sey söyleyemem. Ama büyük olasılıkla size yol gösterecek yıldız olmadan Yıldız Diyarı'ndan kaçacaksınız; çünkü diyar kirletilmis olacak. Sevdiğiniz her seyi kaybedecek ve yasarken ölümü tadacak, baska bir yerlerde sürgün topraklarını arayacaksınız. Doğuda mı yoksa batıda mı olduğunu sadece Valar söyleyebilir." Ardından Amandil, ölmekte olan biri gibi tüm ev halkına veda etti. "Çünkü iyice anlasıldığı gibi beni bir daha asla göremeyeceksiniz; size çok önceleri Eärendil'in yaptığı gibi isaretler gösteremem ama sizi yakında geleceğini bildiğimiz dünyanın sonuna hazır kıldım." Denir ki Amandil, geceleyin küçük bir gemiyle yelken açtı, önce doğuya dümen kırdı, bir süre o yönde gidip ardından batıya döndü. Yanına yüreğine yakın üç hizmetkârını almıstı ve bir daha bu dünyada onlarla ilgili ne bir söz ne de bir isaret duyuldu, yazgılarıyla ilgili bir hikâye anlatılmadı, bir tahmin bile yoktu.


Sauron' un yalanları Ar-Pharazon' u, ölümsüzlüğün ancak Ölümsüz Diyarlara gidilirse elde edilebilineceğine inandırmıştı. 3319 da Ar-Pharazon, Ölümsüz Diyarları güç kullanarak ele geçirmek için kudretli bir donanma hazırladı. Ama karaya çıktığında Eru, denizleri kabarttı. Donanma ile birlikte Numenor, büyük bir dalgayla sulara gömüldü.

Silmarillion demiş ki
Böylece Númenórean donanması Batı'nın tehtidine karsı yola çıktı; çok az rüzgâr vardı ama birçok küreğe, kamçı altında kürek çekecek güçlü kölelere sahiptiler. Günes battı ve etrafı büyük bir sessizlik kapladı. Karanlık ülkenin üzerine çöktü, dünya ne olacağını beklerken deniz çok sakindi. Gemiler yavas yavas limanlarda gözleyenlerin görüsünden çıktılar, ısıkları sönüklesti ve gece onları yuttu; sabah hepsi gitmisti. Doğudan yükselen bir rüzgâr onları yavasça uzaklastırmıstı; Valar Yasağı'nı çiğnediler, Ölümsüzler'le savasmak, Dünya'nın Sınırları içindeki sonsuz yasamı onlardan geri almak için yasaklanmıs denizlere yelken açtılar.


    Resim
Ar-Pharazôn'un donanması engin denizlerden gelip, Avallóne'yi ve Eressëa adasını tamamen kusattı; batan günün ısığı Númenóreanların bulutuyla kesildiğinde, Eldar ağlıyordu. Ar-Pharazôn sonunda Aman'a, Kutlu Diyar'a, Valinor sahillerine ulasmıstı; hâlâ her sey sessizdi ve yazgı ipin uçundaydı. Ar-Pharazôn kararsızlığa kapıldı, nerdeyse geri dönecekti. Sessiz sahillere baktığında, ısıldayan Taniquethil'i gördüğünde yüreğine bir korku düsmüstü, kardan daha beyaz, ölümden daha soğuk, sessiz, değismez ve îlüvatar'ın ısığının gölgesi kadar korkunçtu. Ama artık kibir onun sahibi olmustu ve sonunda gemisini terk ederek kimsenin uğruna savasmaması için bu diyarın kendisine ait olduğunu iddia edercesine kıyıda uzun adımlarla yürüdü. Númenórean ordusu Eldar'ın tamamen terk ettiği Tuna civarına kamp kurdu..
    Resim

    Resim
Dağ'ın zirvesindeki Manwë, Ilúvatar'a seslendi, çünkü o zamanlar Valar, Arda'daki yönetiminlerini terk etmislerdi. Ilúvatar kudretini gösterip dünyanın biçimini değistirdi; Númenór ile Ölümsüz Topraklar arasında büyük bir uçurum açıldı ve sular içine doğru aktı, devasa çağlayanların gürültüsü ve dumanları gökyüzüne yükseldi, dünya sarsıldı. Bütün Númenórean gemileri dipsiz derinliklere gömüldü, boğuldular ve sonsuza dek yutuldular. Aman topraklarına ayak basan Ar-Pharazôn ve ölümlü savasçılar yıkılan tepelerin altına gömüldüler: denir ki, Son Savas'a ve Hüküm Günü'ne dek Unutulmus Mağaralar'da hapis kalacaklardı.


Minas Ithil, Minas Anor ve Taht Şehri Osgiliath' ın Kurulması

İnançlıları gemisine ise merhamet gösterildi. Büyük bir rüzgarla Orta-Dünya kıyılarına gönderildiler. Elendil kuzeye çıktı. Isildur ile Anarion da Güneye, Anduin Nehri' nin ağzına geldi. Elendil ve oğulları 3320 de, Kuzey Krallığı Arnor ile Güney Krallığı Gondor' u kurdular. Elendil her iki krallığında Yüce Kralı oldu ama Arnor' da yaşadı ve Gondor' u da oğullarının yönetimine bıraktı.

Silmarillion demiş ki
Ama belki de Amandil, gerçekte Valinor'a ulasmıstı ve Manwë duacısına kulak verdi; Valar'ın inayeti sayesinde Elendil, oğullan ve onların halkı o günün yıkımından esirgendiler. Çünkü Elendil, Kral'ın savasa katılması için bulunduğu çağrıları reddederek Rómenna'da kalmıstı.
Orada dokuz gemiydiler: dördü Elendil'in, üçü Isildur'un ve ikisi Anârion'un; kıyametin alacakaranlığının kapkara fırtınasının önünden dünyanın karanlığına doğru kaçtılar. Derin sular altlarında kabaran bir öfkeyle yükseldi, zirveleri karlı dağlar gibi hareket eden dalgalar onları bulutların yıkıntılarının arasından tasıdılar ve günler sonra Orta Dünya kıyılarına fırlattılar. O zamanlar, tüm kıyılar ve batı dünyası yönündeki deniz bölgeleri büyük bir değişim geçirerek yıkıldı; çünkü denizler toprağı istila etmis, sahiller yok olmustu, kadim adalar gömüldü ve yeni adalar yükseldi; tepeler çöktü, nehirler tuhaf yollara dönüstü. Elendil ve oğulları zaman içinde Orta Dünya'da krallıklar kurdular; ilimleri ve zanatları Sauron'un Númenór'a gelisinden öncesinin bir yansıması olduğu halde dünyadaki yabani insanların gözünde çok büyüktü.


Isildur ve Anarion, Anduin üzerinde kurdukları Osgiliath' ın her iki tarafında yan yana bulunan tahtlara sahip oldular. Anarion, nehrin batı kıyısında, Minas Anor' da yaşadı. Isildur ise evi olarak, nehrin doğusundaki Ithilien' i seçti. Ve Gölge Dağlarının bir vadisinde sonradan Minas Morgul olarak bilinecek Minas Ithil' i kurdu. Minas Ithil, güzel, beyaz bir şehirdi. Ayrıca Mordor' daki kötülüklere karşı bir kale olarak kullanıldı. Başta Sauron' un Mordor' a geri dönüp gücünü tekrar oluşturmaya başladığı fark edilmedi. Aynı zamanda Minas Ithil ile Minas Anor' un ortasında olan Osgiliath' ı ise başkentleri yaptılar.

Silmarillion demiş ki
Isildur ve Anârion güneye doğru sürüklenmis, sonunda gemilerini, Rhovanion'dan doğup, Belfalas Körfezi'nde batı denizine akmakta olan Ulu Nehir Anduin'e getirmislerdi; o topraklarda daha sonra Gondor diye isimlendirilen bir krallık kurdular, oysa Kuzey Krallığı'nın adı Arnor'du. Çok eskiden, Númenór denizcileri güçlü oldukları dönemde, Kara Diyar'daki Sauron, doğuda çok yakınlarında olmasına rağmen Anduin'in ağzına bir liman ve güçlü yerlesim yerleri insa etmislerdi. Zaman içinde bu limana sadece Númenór Sadıkları gelecekti, bu yüzden bölgenin kıyılarına yerlesmis olan halkın nerdeyse tamamı Elf Dostları'ydı ve Elendil'i seviyordu, böylece onun oğullarını sevgiyle karsıladılar. Güneyde kurulan bu krallığın baskenti ortasından Ulu Nehir'in aktığı Osgiliath'dı; Númenóreanlar oraya koca bir köprü yapmıslardı, seyredilmesi harika tas evler ve kuleler, denizin açıklarından kentin rıhtımlarına gelen uzun gemiler.
    Resim

    Resim
Baska güçlü kaleler de insa ettiler; doğuda, Mordor'a karsı bir tehdit olarak, Gölge Dağları'nın üzerinde bir yamaca Doğan Ay Kulesi, Minas Ithil; ve batıda, vadilerden gelecek yabani insanlara karsı bir kalkan olarak, Mindolluin Dağı'nın eteklerine Batan Günes Kulesi, Minas Anor. Minas Ithil, Isildur'un eviydi, Minas Anor ise Anârion'un, krallığı aralarında paylasmıslardı ve tahtları Osgiliath'ın Büyük Salonu'nda yan yana duruyordu. Bunlar, Númenóreanların Gondor'daki ana yerlesim yerleriydi, ama kudretli dönemlerinde ülkelerine baska hayranlık verici ve güçlü seyler de insa etmislerdi, Argonath'ta, Aglarond'da ve Erech'te; kırılmaz tastan yapılan Orthanc'ın bulunduğu ve İnsanların Isengard dediği Angrenost'ta.


Isildur, babası ve kardeşiyle haberleşmek için kullandığı, Ithil Taşı olarak bilinen bir Palantir' e sahipti. Ak Ağaç fidanını evinin önüne dikti. Karısıyla birlikte 2 çocuk sahibi daha oldular; Aratan 3339 da, Ciryon da 3379 da doğdu.

Silmarillion demiş ki
Sürgünler, yanlarında Nûmenor'dan sayısız güçlü ve harika hazineler, değerli aile yadigârları getirmislerdi;
bunlar arasında en ünlüleri Yedi Tas ve Ak Ağaç'tı. Ak Ağaç, Nümenor'daki Armenelos kentinde, Kralın bahçelerinde büyüyen Güzel Nimloth'tan, Sauron tarafından yakılısının kısa süre öncesinde alınan bir
meyveden üretilmisti; ve Nimloth da Tirion Ağacı'nın soyundan geliyordu ki o da Yavanna'nın Valar diyarında büyüttüğü Ağaçların En Yaslısı Ak Telperion'un bir görüntüsüydü. Ağaç, Eldar'ın ve Valinor'un ısığının anıtı olarak Minas Ithil'e, Isildur'un evinin Önüne dikildi, çünkü yıkımdan önce meyveyi o alıp korumustu; ama Taslar paylastırıldı. Üçünü Elendil aldı, oğulları da ikiser tane. Elendil'in aldıkları Emyn Beraid ve Amon Sûl üzerindeki kulelere yerlestirildi ve Annûminas kentine.


Gondor' un ilk yıllarında, Ak Dağlardaki Blackroot Vadisinin girişinde bulunan Erech Tepesine gitti. Tepenin zirvesine Numenor' dan getirdiği büyük siyah bir küre olan Erech Taşı' nı koydu. Burada kendisine, taşın üzerine bağlılık yemini eden Dağların Kralı ile tanıştı. Daha sonradan Dağın İnsanlarını Sauron ile savaşa çağırdı fakat çağrısı reddedildi. Isildur onların bu sadakatsizliklerine karşı onlara lanet okudu. Yeminlerini yerine getirmedikleri sürece ruhları hiçbir zaman huzura ermesin istedi. Ve o zamandan sonra bu insanlar, Ölü Patikasını yerleri olarak bellediler.

Sauron Minas Ithil' e Saldırdığında Şehirden Kaçışı

3429 da Sauron Minas Ithil' e saldırdı ve ardından şehri ele geçirdi. Isildur ailesi ve yanında bir başka Ak Ağaç fidanı ile kaçtı. Ailesi ile birlikte Anduin ağzından bir gemiye bindiler ve Orta-Dünya kıyılarında, babasının bulunduğu, Arnor' a doğru ilerlediler.

Silmarillion demiş ki
Böylece Númenór Sürgünleri, Arnor ve Gondor'da krallıklarını kurdular; ama çok fazla yıl geçmeden anlasıldı
ki düsmanları Sauron da dönmüstü. Anlatıldığı gibi Gölge Dağlan'nın, Ephel Dûath, ardındaki kadim krallığı Mordor'a gizlice dönmüstü ve o topraklar Gondor'un doğu sınırındaydı. Orada Gorgoroth yaylasının üzerine insa ettiği büyük ve güçlü kalesi Kara Kule, Baraddûr vardı.
Sauron artık Eldar ve Batının İnsanları'na karsı savasa hazırlanıyordu, Dağ'ın atesleri yeniden uyanmıstı. Böylece, uzaklardaki Orodruin'in dumanları görüldüğünde anlasıldı ki Sauron dönmüstü ve Númenóreanlar
dağı Kıyamet Dağı, Amon Amart diye yeniden isimlendirdiler. Sauron, doğudaki ve güneydeki hizmetkârlarını bir araya getirerek büyük bir güç topladı; onların arasında Númenór'un soylu ırkından gelenler de az değildi.Kendi zamanının geldiğini düsünen Sauron, yanında büyük bir güçlü Gondor krallığına saldırdı, Minas Ithil'i ele geçirip orada büyüyen Isildur'un Ak Ağacı'nı yok etti. Ama Isildur, yanına Ağaç'ın bir fidesini alarak, karısı ve oğullarıyla birlikte kaçmıstı, gemisine binip Nehir'den asağıya ilerleyerek Andiun'in ağızlarından yelken açarak Elendil'i aramaya gitti. Bu arada Anârion, Osgiliath'ı Düsman'a karsı savunmus ve bir süre için onu dağlardan geriye püskürtmüstü; ama Sauron güçlerini yeniden bir araya topladı ve Anârion, yardım gelmeden krallığının onun karsısında uzun süre dayanamayacağını biliyordu.


Son İttifak' ın Kurulması ve Son İttifak Savaşı

Elendil, Arnor' un batısında, Lindon' yaşayan Elflerin Kralı Gill-Galad' a başvurdu. İki Kral 3340 da Sauron' a karşı Elflerin ve İnsanların Son İttifakını oluşturdular. Aynı sene Elendil' in en küçük çocuğu Valandil, Rivendell' da dünyaya geldi.


    Resim
Birleşik Ordu, 3431 de Rivendell' da toplandı ve savaş için donatıldı. Isildur ve üç oğlu ordu ile birlikte ilerlediler. Karısı ve henüz bir yaşında olan oğlu ise Rivendell' da kaldılar.

Silmarillion demiş ki
Elendil ve Gil-galad birlikte divan topladılar, çünkü artık Sauron'un çok güçlendiğini, karsısına birlik olarak
çıkmazlarsa, onun teke tek savaslarda tüm düsmanlarını yenebileceğini anlamıslardı. Böylece Son İttifak diye anılan bu Birlik'i kurdular, Elfler ve İnsanlardan büyük bir ordu olusturarak Orta Dünya'nın doğusuna doğru
yürüyüse geçtiler; ve bir süre için Imladris'de durdular.

    Resim

    Resim
Denir ki, orada birlesen bu ordu, o ana kadar Orta Dünya'da görülen herhangi bir ordudan daha gösterisli ve güzeldi, Thangorodrim'e yürüyen Valar ordusundan beri daha büyüğü toplanmamıstı. Imladris'den Puslu Dağlar'ı astılar, Anduin Nehri boyunca asağıya doğru ilerlediler, sonunda Kara Diyar'ın kapısının önünde uzanan Muharebe Alanı'nda, Dagorland, Sauron'un ordusuyla karsı karsıya geldiler.
    ResimResimResim

    Resim
Yasayan her sey, bütün soylar, hatta hayvanlar ve kuslar bile, o gün ikiye ayrılarak iki orduya katılmıstı; sadece Elfler dısında. Bir tek onlar bölünmemis ve Gil-galad'ı izlemisti. Cücelerin küçük bir bölümü karsı safa geçmisti; ama Moria' lı Durin soyu Sauron'un karsısındaydı.


Son İttifak Savaşı, 3434 te başladı. Sauron' un orduları Dagorlad Savaşı' nda mağlup edildi. Ve İttifak Ordusu Mordor' a girip Barad-dûr' u kuşattı. Bu kuşatma yedi sene sürdü, birçok elf ve içlerinde Anarion' un da olduğu (Ki 3440 da ölmüştür) insan katledildi.

En sonunda Sauron, 3441 de kulesinden çıkıp savaş alanına geldi. Gill-Galad ve Elendil ile Kıyamet Çatlağı eteklerinde bizzat savaştı. Ama iki Yüce Kral bu mücadelede yenik düştüler. Elendil' in ölümüyle birlikte kılıcı da düşüp kırıldı.
    Resim

    Resim
Silmarillion demiş ki
Gil-galad ve Elendil'in ordusu zafer kazandı, çünkü o günlerde Elflerin kudreti hâlâ büyüktü ve kuvvetli, uzun
boylu Nûmenöreanların öfkeleri korkunçtu. Gil-galad'ın kılıcı Aeglos'un karsısında kimse dayanamıyordu; Elendil'in kılıcıysa insanları ve orkları korkuyla dolduruyordu, çünkü Günes ve Ay'ın ısığında parıldıyordu, adı
Narsil'di. Gil-galad ve Elendil, Mordor'un içlerine ilerleyerek Sauron'un kalesini kusattılar; kusatma yedi yıl boyunca sürdü, kusatmayı yarmak için Sauron sayısız huruçlar düzenledi, Düsman'ın fırlattığı oklar, kargılar ve atesle keder verici kayıplar yasandı. Gorgoroth vadisinde birçok kisinin yanında Elendil oğlu Anârion da katledildi. Ama sonunda kusatma öylesine daraltıldı ki Sauron'un kendisi öne çıkarak saldırdı; Gil-galad ve Elendil'le boğustu, ikisini de öldürdü, Elendil'in kılıcı yere düsen bedeninin altında kalarak kırıldı.

    Resim

    Resim

Ve İnsanoğlu Zayıflığını Bir Kez Daha Gösterdi

Isildur o sırada kırık kılıcı kullanıp Sauron' un parmağından Yüzük' ü kesip aldı. Böylece Sauron' un ruhu bedenini terk etti. Ama Yüzük yok edilmediği sürece ruhu da tamamen yok olamazdı. Elrond ve Cirdan, Isildur' a Yüzük' ü bir an önce Kıyamet Çatlağına atmasını öğütlediler.
    Resim

    Resim
Ama Yüzük onu baştan çıkardı, tamahkârlığı ona savaşı unutturdu. Isildur Yüzük' ü atmayı reddetti.

Silmarillion demiş ki
Ama Sauron da yere yıkılmıstı ve Isildur, kırılmıs Narsil'in kabza parçasıyla Hükmeden Yüzük'ü Sauron'un elinden keserek aldı.
    Resim

    Resim
Artık Sauron için yenilgi zamanı gelmisti, bedenini terk etti ve ruhu uçarak uzaklara kaçtı, ıssız yerlere saklandı; bir daha görünür bir biçim alabilmek için uzun yılların geçmesi gerekiyordu.
    Resim

    Resim
Hükmeden Yüzük'e ne olduğu hakkında, o çağın Bilgeler'inin bile hiçbir bilgisi yoktu; sanki hiç yapılmamıstı. Isildur, onu Elrond ve Círdan'a teslim etmemisti. Onların Isildur'a verdikleri öğüt, yüzüğü dövüldüğü
Orodruin'in ateslerine atarak yok etmesiydi; böylece Sauron'un kudreti sonsuza dek ortadan kalkacak ve sadece yabaneilerde saklanan bir kötülük gölgesi haline gelecekti. Ama Isildur, bu öğüdü reddetti ve dedi ki:
"Yüzük'ü babamın ve kardesimin ölümlerinin diyeti olarak alıyorum. Düsman'a öldürücü darbeyi ben vurmadım mı?" Yüzük'ü seyretmekten fazlasıyla hoslanıyordu; onun yok edilmesine izin vermeyecekti.


    Resim

Yüzük' ün Isildur Üzerindeki Etkisine Dair

Yüzük' ün güçlerinden biri de kimsenin onu gönül rızası ile yok etmek istememesiydi. Yüzük' ün cazibesi Isildur' u hemen baştan çıkardı. Çok sıcak olup elini yakmasına rağmen Isildur' a göre güzel ve kıymetliydi.

Sonra sıcakken üzerinde bir yazı fark etti ama soğuduğunda bu yazı kayboldu. Isildur bu yüzden gelecek kuşaklar için Yüzük' ü tanımlayan bir yazı yazdı ve Minas Anor' daki kütüphanede bıraktı.

Isildur demiş ki
"Âli Yüzük artık Kuzey Krallığı 'nın mirası olacak; lâkin zaman gelir bu büyük olayların hatırası solabilir diye, gene Elendil'in varislerinin yasadığı Gondor'a da yüzüğün kayıtları bırakılacaktır."
    Resim

    Resim
"İlk aldığımda sıcaktı, kor gibi sıcak, elimi öyle kavurdu ki ömrüm oldukça acısından kurtulacağımı zannetmem. Lâkin daha ben bu yazıyı yazarken soğudu ve sanki çekti, küçüldü: gerçi ne güzelliğinden ne de
biçiminden bir sey yitirdi, ilk baslarda üzerinde alev gibi kıpkızıl görünen yazı daha simdiden soluyor ve artık hayal meyal okunabiliyor.


    Resim
Eregion'dan bir elf yazısıyla naksedilmis, çünkü Mordor'un harfleri bu kadar ince bir ise imkân vermez; ancak lisanı tanımıyorum. Menfur ve kaba olduğuna göre, zannımca Kara Ülke'nin dillerindendir. Ne kötülükler anlattığını bilemiyorum; lâkin tamamen silinip unutulmadan önce buraya bir kopyasını çizeceğim.

"Ash nazg durbatulyk, ush nazg gimbatul, ash nazg thrakatulyk agh burzumishi krimpatul" ("Hepsine hükmedecek Bir Yüzük, hepsini o bulacak Hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak")
    Resim

    Resim
Belki Yüzük kapkara olduğu halde ates gibi yanan ve böylece Gilgalad'ı yok eden Sauron'un elinin hararetini arıyordur; belki de alim bir daha ısıtılırsa yazı gene okunabilir. Lâkin ben sahsen Sauron'un yaptığı yegâne güzel is olan bu seye bir ziyan gelmesini göze alamam. Bedelini büyük bir acıyla ödemis olsam da, benim için kıymetlidir."


Minas Anor' dan Ayrılması

Gondor ve Anor Krallıklarını üstlendi. Ama daha sonra Kuzeye dönüp Güneyi, yeğeni Meneldil' e bırakmaya karar verdi. Birkaç yıl Minas Anor' da kalıp Meneldil' e çeşitli öğütler verdi. Ardından Meneldil ile birlikte Gondor' a ait topraklar üzerinde seyahate çıktılar. Firien Ormanı içindeki Halifirien Zirvesine geldiklerinde Isildur, babasını buraya gömdü. Minas Anor' dan ayrılmadan önce kardeşi Anarion anısına daha önce sakladığı Ak Ağaç' ın bir fidesini dikti.

Silmarillion demiş ki
Böylece Yüzük' ü takarak önce Minas Anor'a döndü, kardesi Anárion'un anısına Ak Ağaç'ı oraya dikti. Kardesinin
oğlu Meneldil'e öğütler verdi, güneyin krallığını ona teslim ederek kısa süre sonra ayrıldı; Yüzük'ü soyunun bir aile yadigârı olarak almıstı, Elendil'in geldiği yoldan kuzeye doğru ilerleyerek Gondor'dan ayrıldı; Güney Krallığı'nı terk etti, babasının Kara Diyar'ın gölgesinin çok uzağında olan Eriador'daki krallığını sahiplenmeyi amaçlıyordu.